4 Mart 2017 Cumartesi

EVDE VANİLYA,PORTAKAL,LİMON EXTRESİ HAZIRLAMA

                           Pastalarınızda gerçek vanilya kullanmak istiyorsanız ama vanilya extresi bulamıyorsanız ya da bulduğunuz vanilya extresi alkollü diye kullanmak istemiyorsanız ,buyrun tarife.Normalde kullandığımız vanilya poşetlerinde,vanilya kokusu sindirilmiş toz şeker var.Benim gibi ille de vanilya özü kullanmak istiyorsanız ama bulamıyorsanız evde hazırlamaktan başka çareniz yok.Vanilya çubuklarını direkt kullanınca da çok fazla kokuyor.
                           Tarifimiz çok basit,250 mililitre bitkisel kaynaklı sıvı gliserinin içine , 2 adet vanilya çubuğunu ortadan ikiye ayırıp sonra da parçalara bölüp atmak,her gün bir kez çalkalamak ve iki ay sabretmek.İki ayın sonunda vanilya extremiz hazır oluyor.Bir başka yöntem de ,gliserin yerine Akçaağaç şurubu kullanmak ama bizim ülkemizde bulmak zor ve bulduğunuzda da bayağı pahalı.Almanya'da her markette var,ben hem gliserinle,hem de Akçaağaç şurubuyla hazırladım,şu anda ikisi de aynı kokuyor.Hemen hatırlatayım,bu karışımı ilk hazırladığınızda pek güzel komayacak,aşırı yoğun ve rahatsız edici gelecek ama günler geçtikçe çok hoş kokmaya başlayacak.
                           Portakal ve limon extresi için 125 mililitre gliserin içine bir adet portakalın ya da bir adet limonun kabuğunu ,( beyaz yeri gelmeden soyup ),doğrayıp ekleyeceğiz ve yine iki ay bekleyeceğiz,





 En sağdaki şişede Akçaağaç şurubu ile hazırladığım vanilya extresi duruyor.Limon ve portakal bir iki gün sonra dibe çökmeye başlıyor.Gliserin ile hazırladığım vanilyalar da dibe çöktü ama Akçaağaç şurubuyla hazırladığımda vanilyalar yüzeyde duruyor.



Bu da gliserinle hazırladığım vanilya extresi.







1 Mart 2017 Çarşamba

PIRASALI ÇAKMA BALKAN YÖRESİ BÖREĞİ VE AKIL UÇURAN TAHİNLİ KURABİYE

                 Balkanlar'da sıkça yapılan ,yağlı hamuru elle çekerek açılan klasik çarşaf böreğini hepimiz biliriz.Genelde de pırasalı ya da soğanlı yapılır,tadı da enfes olur.Yakında ondan da yapıp anlatacağım,biz Bursa'da yaşarken öğrenmiştik yapmasını.Bursa'da çok sayıda Balkan göçmeni Türk yaşar;Boşnak,Yugoslav,Arnavut,Makedon Türkleri olan bu dostlarımız pek maharetlidir.İşte biz de onlardan neler neler gördük ,öğrendik,anacığımızla birlikte üç kız kardeş çeşit çeşit börekler,baklavalar yaptık.Çocukluk ve gençlidiğimizde öğrendiğimiz şeyler ileride ne çok işe yarıyor.Sağolsun anacığım da mutfağını hiç sakınmazdı bizden.Özellikle ben pek meraklıydım,koca koca teyzelerden tarif toplar,evde denerdim,yaşım henüz 12-13 civarıydı.Tabi o zamanlar ne bu kadar çok malzeme,ne de bu kadar çok tarif vardı.Şimdi internetten baka baka düğün pastanı bile yapabilirsin istersen.
                  Bak konuyu dağıttım gene,anlatacağım börek,işte o sözünü ettiğim çarşaf böreğinin hazır yufkayla yapılan çakması.
                  
                  MALZEMELER;yufka,tereyağı,sıvı yağ,nişasta,un,pırasa.
                  Miktar yazmadım,isteyen istediği kadar yapsın diye.Öncelikle pırasaları doğrayıp zeytinyağında kavuruyoruz,içine pul biber,karabiber,tuz ve isteğe bağlı olarak salça katıyoruz.Ben bir tatlı kaşığı toz şeker de ekliyorum,pırasaya karamelize bir tat katıyor çünkü.Arzu eden pırasa yerine kuru soğanla da deneyebilir.Piyazlık doğranmış kuru soğanları ,pırasa için anlattığım şekilde hazırlayıp kullanabilirsiniz,tadı müthiş oluyor.Pırasalar soğurken ,yarı yarıya erimiş tereyağı ve sıvı yağı karıştırıyoruz.Ben bir çay bardağı riviera zeytin yağı ve bir çay bardağı erimiş tereyağı kullandım.Bir kapta da yarı yarıya un ve nişastayı karıştırıyoruz,


Yufkamızı tezgaha seriyoruz,benim tezgahım yok o yüzden güzelce temizlediğim ocağın üstüne yayıyorum mecburen.Tereyağı ve sıvı yağ karışımıyla yufkamızın her yerini yağlıyoruz.Sonra üzerine un-nişasta karışımını bir elek yardımıyla serpiyoruz.Her bir yufkaya aşağı yukarı bir tepeleme yemek kaşığı yetiyor,


Sonra yufkamızı ikiye katlayıp,tekrar yağlayıp,unluyoruz ve iç harcımızı yerleştiriyoruz,


Şimdi yufkamızı rulo yapıp ister yuvarlak,ister kol böreği gibi sarıp tepsiye alıyoruz,


Tüm yufkalar bitince,kalan tereyağı-sıvı yağ karışımını üzerlerine sürüp,200 derece fanlı ayarda,üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.


Çıtır çıtır çakma pırasalı Balkan böreğimiz hazır.İlk piştiğinde üzerleri fazla sert gibi gelebilir telaşlanmayın,ılındığında harika çıtırlıkta börekler oluyorlar.
                          Gelelim TAHİNLİ KURABİYE'ye.Eğer tahin seviyorsanız,un kurabiyesine bayılıyorsanız,bu tam sizlik bir kurabiye.Ağızda dağılan,yerken insanı boğan ama zevkten de dört köşe yapan bir tarif.

                           TAHİNLİ KURABİYE İÇİN MALZEMELER 

                         Bir su bardağından bir parmak az sıvı yağ
                         Bir su bardağından bir parmak az tahin ( tahini güzelce karıştırmayı unutmayın çünkü yağ kısmıyla katı kısmı kavanozda ya da şişede beklerken ayrılıyor)
                         Bir buçuk su bardağı pudra şekeri
                         Bir su bardağı çekilmiş ceviz
                         Birer paket vanilya ve kabartma tozu
                         Bir yemek kaşığı tarçın
                         5-6 su bardağı un ( unun yapısına bağlı olarak 4-5 su bardağı da yetebilir )

                         Öncelikle,tahinin hafif acımtırak tadını sevmiyorsanız , tarçın eklemeyin ve tahin miktarını azaltın.Azalttığınız tahin miktarı kadar sıvı yağ ekleyin.Tahinli pide,tahinli çörek gibi gıdaları seviyorsanız tarifimi aynen uygulayın.Un haricindeki tüm malzemeyi karıştırın ve azar azar un ekleyerek hamuru yoğurun.Ne kadar un alacağı,unun cinsine göre değiştiği için tam ölçü vermek mümkün değil.Tekrar belirteyim,kullanacağınız unun protein değeri 10'un altında olsun.Protein değeri düşük un kullandığımızda kurabiyemiz tam ağızda dağılan kıvamda olur çünkü.Hangi hamur işinde,hangi protein değerindeki unu kullanacağımızı daha önce anlatmıştım,sanırım kırmızı kadife kekteydi.Neyse,biz kurabiyemize devam edelim;dört bardak undan sonra hala elimize yapışan bir hamurumuz varsa,azar azar un ekleyerek yoğurmaya devam edelim.Hamur elimize yapışmadığında ve birazını elimize alıp sıktığımızda dağılmadan şekil aldığında hazır demektir.Yağlı kağıt serilmiş tepsimize top haline getirip hafifçe yassılttığımız kurabiyelerimizi dizelim.Önceden 180 dereceye ısıttığımız fansız-klasik pişirme ayarındaki fırında ,üzerleri çatlayıp hahif kızarana kadar pişirelim.Fırından çıkardığımızda soğumadan önce kesinlikle ellemeyelim,yoksa kurabiyelerimiz parçalanır,


Damaklara şenlik kurabiyelerimiz hazırdır ,afiyet olsun.
                         Kalın sağlıkla.





28 Şubat 2017 Salı

YENİ ESKİ-İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE DOĞAN NAKIŞ KUTUSU

                    Daha önce fotosunu paylaştığım çay kutusunu hatırlarsınız,


Doğadan çayın çok güzel bir çay sunum kutusuydu,öylece bir kenarda atılmış atıl vaziyette kalmıştı.İç dizaynı tam iplik dizmeye uygundu,görür görmez vuruldum tabi.Öncalikle iç bölmelerini boyayıp kenara kaldırdım ama sonra onları tekrar kutuya yerleştirmek bir günümü aldı,

Boyayıp kurutmak için başka çözüm bulamadığımdan,kutu içine dik yerleştirerek hallettim.Bölmeler hallolunca kutuyu zımparalayıp her yerini bildiğimiz mumla boyadım.Sonra üç kat akrilik boyayla tekrar boyadım.Mumla kaplama nedenim sonradan zımpara yapıp eski bir görünüm vermek içindi,

Boya kuruyunca bazı yerlerini zımparaladım ve peçete dekupaj yaptım.


Kapağın içine de biraz hareket kattım,

Firma reklamını söküp boyadıktan sonra,evde hazırladığım rölyef pastayı kullanarak desen yaptım ve peçete dekupaj uyguladım,

Burada rölyef pasta bulamadığım için;nişasta,beyaz tutkal ve akrilik boyayı karıştırarak hazırladığım rölyef pastayı kullandım.Kapağın dış yüzüne soğuk baskıyla basılmış olan firma adını da yine rölyef pastayla desen yaparak kapattım.Sonrasında biraz renklendirme yaparak kutuyu tamamladım,



İçine ipliklerimi yerleştirince,aslında o kadar da çok ipliğimin olmadığını anlamış oldum 😜,ilk fırsatta biraz daha iplik almam şart oldu 😜😜



Sonuçta tüm iplik ve iğnelerimi derli toplu bir şekilde organize edip,rahatça görebildiğim bir nakış kutum oldu.Şimdi gelsin kanaviçeler 😍